BLOGGER TEMPLATES AND TWITTER BACKGROUNDS

27 Aralık 2010 Pazartesi

Galata Moda


Evet beklenilen Galata Moda Haftasına gittim. Bu yazı pek umut verici olmayacak baştan söyleyeyim. Neyse Cuma günü rahatsızlandığımdan işe gidemedim. E ama akşam üstü düzelince kendimi sokağa atmaya karar verdim. Gidip kafam kadar büyük bir pizzayı mideme indirdim sonra da moda çadırına yöneldim.



Öyle beklediğim kadar çılgınca yoğun ilgi yoktu. Ya da ben çok garip bir zamanda gittim. (Cuma saat 5-6 arası) içerisinin yerleşimi biraz sıkıcıydı. Her tasarımcıya ufak ufak bölümler ayrılmıştı. 2-3 kişinin aynı anda bir standa bakması nerdeyse imkansızdı. Aha arkamı döndüm yıkıldı ortalık, oha birine çarptım, dur ona ben bakıyordum noldu, derken neye uğradığımı şaşırdım. En son pazara gittiğimde böyle sıkıntılı bir alışveriş yaşamıştım.
İçeride fotoğraf çekerken " yalnız görüntü almayalım" mıy mıy konuşmaları ile karşılaşınca amaaann s.. dedim ben de bir şey çekmedim. Bütün hevesimi de sildiler süpürdüler zaten. Ya ne yapçam ki fotoğrafını çekip sonrada eve gidip aynısından dikip, üretecek miyim? Hmm gördüğüm fikri hemen çalmalıyım... Ama param ile satın alıp gidip aynını üretsem sorun değil. Ama tabu yaptım ben! TABU! Fotoğraf çekmeye çalıştım. Be arkadaş siz yapmayın bari bunu. Tasarımcısınız, harika şeyler yapmışsınız üstelik gelip onu sergiye koyup başkalarına gösterip beğenisini alıp, satıyorsunuz. Siz dikerken sanat yapıyorsunuz da fotoğrafını çekince mi bozuluyor?! Neyse aynı avanaklığı yanımda benimle gelen arkadaşım da yaptı orda bi asabım bozuldu zaten. Üstüne bir şey deniyorken bi kız gelip fotoğraf çekmek istedi bizimki de " ay yalnız çekme, görüntü vermek istemiyorum" dedi. Ben de iyi başka bir şey vermek istemiyosun yani OHA dedim. O ne biçim laf ya. Utandım resmen!!

Fotoğrafa karşı bu kadar kapalı bir millet olamaz.
Sonra da görsel sanatların gelişmesi bekleniyor. Pardon ablam, bacım da hangi sanat o sanat?
Daha kendini görmeye hazır olmayan millete fotoğraf tabusu yaptırıyosun, olmuyor tabi, olmuyooorr!!

Ego'dan arınmayı beceremeden yaşamak böyle bir şey işte.

Bak yine ne anlatıyordum neye sinirlendim konu dağıldı. Sonuçta modacıların tasarımlarını halka indirmek, halkla buluşturmaktı amaç. Bence tam olmadı o iş. Halk zaten o fiyatlardaki şeyleri alabilecek durumda değil. Bazı tasarımcılar gerçekten çok iyi fiyat çekmişler. Özellikle isim vermiyorum. (Bir sebebi var sormayın) Tebrik ettim kendilerini. Ama bazıları da hala galerilerde sergiletiyor sanmış olacak ki, bir bakıyorsun dümdüz bir bluzun fiyatı 300 tl. Ama diğer yandan çok başarılı bazı modacıların tasarladığı paltolar 300 tl. Bilmiyorum. Fiyatlar başka yerde olsa sorun olmazdı ama bu moda çadırının felsefesine aykırı diye kafama bu kadar taktım. Peeh 300 elimizin kiri... üçyüz beşyüz dımtıs dımtıs...

Eğlenceli konuşmalar yapılıyordu çadırın içinde. Benim çok vaktim olmadığından bir yandan gezerken bir yandan dinlemeye çalıştım. Bir ara şunu duydum; işte karşınızda sokak modasını en iyi temsil edenlerden bir isim geliyor, kendisi ... modacının kızı. HÖNK! heuhe bi zahmet temsil etsin. Gerçi biz ona sokak modası değil de moda temsilcisi diyoruz. Sokak modası Türkiye'de hala tam anlaşılmadı. Saçımı başımı yolacağııım ayy! Sözüm o kıza değil bu arada. Öyle ben yine takıldım bir konuya, sinir yaptım. O kadar.

Benim moda anlayışım ve eleştirim biraz farklı yönde sanırım. İlerleyen zamanda yazdıkça ya hak verirsiniz ya da salağa bak der geçersiniz. Sonuç olarak satışlardan memnun kalan tasarımcılar ve aldıklarından memnun olan bir halk! vardı. Ben memnun kalmadım. 3-5 şey beğendim. Onları da almadım.




Yetmedi tabi moda hafta çadır falan. Hepsi bir yere kadar. Ben de gittim ne zamandır aklımda olan kitapları aldım. Şu aralar budizm üzerine okuyorum. Kıytırık best seller ve kandırmaca kitaplar yerine ciddi anlamda felsefesinin, yaşam tarzının anlatıldığı kitaplar bulmak için çok çaba sarf ettim. Önceleri özellikle Türkçe okumak istiyorum falan dediğimden hiç bir kitap buamadım dişime göre. Var olan kitaplarda yayından kalkmış. Bul bulabilirsen. Robinson'daki çocuk yarım saat benim için kitap aradığından güzel şeylere kavuştum. Ama Türkçe değiller o ayrı. 2 tane ingilizce kitap aldım ve fiaytları karşısında şok geçirdim. Diğer aldığım Türkçe kitap ince olmasına rağmen nasıl bu kadar pahalı oluyor şaştım. Bundan sonra olayım ingilizce kitaplardır =)


Hafta sonu ne giydim zımbırtısı bu hafta yok maalesef. Tepem attığından çekmedim bişi.





Ama Velvet nasıl temiz çarşaflarda insan gibi uyudu, pencereden bakındı onları çektim. Bu sefer sağlam bir şey yok böyle uyduruktan şeylerle uğraşıyorum napayım. Afiyet olsun.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder